Tahmin edersiniz ki ömrüm "plazacılık"la ( ) geçmeye başladığından beri fotoğraf çekme sapıklığım biraz sekteye uğramış durumda, haliyle postların arası da biraz açılmakta ama yapacak bir şey yok, ayda bir olsun bol malzemeli olsun madem
Evet hayat böyle yüksek-cam binalar arasında, yolda uyku almacalarla geçebilir ama her şeyi güzele çevirmek de bizim elimizde sonuçta
Arkadaşlık konusunda az ve özcülük konusunda çok istikrarlıyım, azmettim üniversite arkadaşımı iş arkadaşı yaptım, utanmadım part-time ev arkadaşı yaptım bir de "karşiiim" yaptım Çok da iyi yaptım ! Daha işe giderken, sabah sabah karga ve o meşhur kahvaltılarını andığımız havanın tam aydınlanmadığı saatlerde bile biz birlikte doyasıya gülebiliyoruz
Eğer vapurla gidilecekse gittiğim yer çok da önemli değil benim için, babamın kızıyım ben,insan olarak denize kıyımız var bizim
Mesleğimiz gereğince business giyinmek bizim için hayati önem taşıyor. Ciddi kıyafetler, topuklular ilk başlarda zor gelse de şimdi kendimi daha da güçlü hissettiriyor Ekip olarak da çok iyi anlaşınca yaptığınız iş ne kadar zor olursa olsun bazen tadından yenmiyor
Üstelik ekipçe gezmelere pek bir meraklıyız, gezmelere bir dünya yandaşım var artık kendime, bir olmazsa biri elbet gelir benimle bir yerlere ( Tabi önümüzdeki yoğun dönemde vakit bulursak )
Ben bir Çengelköy tutkunuyum bilenler bilir.Hiç değişmeyen, kendinden hiç taviz vermeyen, büyük-dış sermayeye kendini feda etmeyen İstanbul'un çok az yerinden bir tanesi bu semti henüz tanımayan arkadaşlarla Çengelköy'ü tanıştırmak da bana kaldı haliyle
Burası "Çikolata&Kahve", henüz gitmediyseniz bir Türk kahvesi içmeye uğrayın derim, gerisi zaten gelecektir
E hayatımın çok çok büyük bir kısmı işte, sokaklarda, yollarda geçince evde geçirdiğim küçücük zaman da benim için daha kıymetli hale gelmeye başladı. Artık evde yapmaktan en keyif aldığım şey yemek ! Ama görsele hitap edebildiği takdirde Bırakın beni Paşabahçe'ye, Mudo Concept'e kendimi kaybedebilirim, artık elim boş çıkamıyorum
Mesela balık tabaklarım Mudo Concept'teki favorilerim.
Şu sıra yapmaya - yemeye fena sardığım şeylerse; microdalgada kaşar peynirli- pul biberli patates, patlıcanlı domates sosu ve muz şiş kebap (Arasında iri çekilmiş fıstık ezmesi var, deneyin derim ! )
Bu arada büyük planlar yapmaya, uzaktaki arkadaşlarımla görüşmeye o kadar hasret kaldım ki onlara "bende kendimi unutturacak göz var mı?" diye kendimi bu şekilde hatırlatıyorum
Ayrıca en çok da kardeşimi özlüyorum:(
Ve pazartesi sendromuna HAYIR diyorum