Neredeyse aylar oldu bu kitaba başlayalı, araya sınavlar girdi ,başka kitaplar girdi, gezmeler tozmalar girdi ve anca yarısına kadar gelinebildi kitabın. Malum ders çalışır gibi okurum kitapları yıllardır her beğendiğimi yazarım bi yerlere bunun içindir ki otobüste falan doğru dürüst okuyamam ya beğendiğim yeri bulamazsam bidaha diye.O kadar çoğaldıki yazmaya çalıştığım yerler bıraktım yazmayı fotoğraflarını çekiyorum artık sayfaların.Biliyorum kitap biterse bu kadar hevesli olamam beğendiğim yerleri buraya yazmaya ,okadar çok satırı buraya kopyalamaya.Bu yüzden başladım şimdiden post atmaya.
Kitap Hakan Günday'ın . Okuduğum ikinci kitabı.Sanırım sadist ya da belki biraz mazoşist ,tamam biraz fantazi dünyası biraz hayali biraz rüyası
Gel kızım sadede geeeell geeeel gel
Bu sefer şöyle demiş Hakan Günday;
* "Seni anlıyorum" demek büyük yalandır.Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada...Var olan en sağlam zırh insan vücududur.İçindekileri en iyi saklayan kasa odur.Koridorlarında birikenlerin bile kokusunu yaymaz dışarıya.Deliliğinin kokusunu,anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın,otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır.Beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni,sevgilini,çocuğunu.
*Önce bilgiyle sonra düşünmeyle gelen,insanın kendini üstün görmesi,diğer bütün yaratıkları ilk bakışta yargılaması belli bir yaşa kadar devam eder.Sonra bir gün farkedilir hiç bir canlının anlaşılabilecek kadar basit olmadığı.İçine kapanık bir çocuğun sınıf arkadaşlarını pompalı tüfekle katlettiğini okursun gazetede.Orta yaşlardaki başarılı mühendisin bir çocuk gibi evinden,ailesinden kaçtığına tanık olursun.Yargılar isabetsiz hale gelir.Çözdüğünü ya da uyanışından yatağına dönüşüne kadar bir gün boyunca neler yaptığını tahmin ettiğini sandığın insanları aslında ne kadar az tanıdığını farkedersin.Ve yıllarca sadece kendini çift hatta daha fazla sayıda hayat sahibi gördüğünden,şaşırırsın bir benzerini başkalarının da yapabilmesine.
*İnsan,insan olmaya geliyor dünyaya.Kesinlikle bir tercihi yok.Hiç bir şeyi seçmeden de gömülüyor toprağa.Yerin iki metre altındayken de binbir böceğe lunapark oluyor daha önce binbir dudağın öptüğü bedeni...
*" Sus!" diyorum.Lütfen. Şu an dünya üzerinde konuşanları düşün.En az altı milyar insanın yarısı konuşuyor.Birşeyler anlatıyor.Ne büyük bir ses! Ne büyük bir gürültü! Dinle! Çin' de üçüncü çocuğunu aldırmak için doktora yalvaran kadını, Macaristan'da dilenen adamı, Kanada'da karşısındaki adama kur yapan erkeği.Duy bunların hepsini. O milyarlarca insanın hep birlikte konuşarak yarattıkları o korkunç gürültüyü dinle!
* Amerika ve şişko Amerikalılar.Meksikalılar,onların birkaç yüz km yukarıda yaşadıkları hayatı biliyorlardı,kendi açlıklarının sorumlularını.Amerika'nın en büyük hatası olmuştur hep Meksika gibi bir ülkeyle sınır paylaşması.En büyük hatasıdır aç bıraktığı adamın kendi vitrininin önünde gezmesine izin vermesi.Ve bir an meselesidr adamın yerden bir taş alıp,o vitrini yerle bir edip,içeri dalıp ilk gördüğü sarışına saldırması...O gün de gelecek.Ancak şimdilik bekliyorlar.Birbirlerine mallar satıyorlar.Harvard öğrencilerini kokain bağımlısı yapıyorlar. Los Angeles' da İspanyolca okullar açtırıyorlar...Ama yakındır Güney Amerika'nın Kuzey'i yutma günü.Çünkü fazla sinirliler.Ve hiç bir gizli servisin gücü yetmez bunları sakinleştirmeye.Ne uyuşturucu ,ne alkol! Hiçbiri işe yaramaz.Zaten bunların içine doğduklarından önemsemezler... ABD'nin sonu beklendiği gibi Japonya' dan Avrupa'dan ya da silahlanan ve deliren kendi halkından gelmeyecek İşte şu an meyve sandıkları taşıyan,diğer Üçüncü Dünya ülkeleri halklarının aksine nefreti öğrenmiş esmer adamlardan gelecek.
görüşcez
29 Nisan 2012 Pazar
22 Nisan 2012 Pazar
20 Nisan 2012 Cuma
mutlu doğum haftası
Bu hafta öyle bir haftaydı ki ilk 2.5 günü "Allah'ım ama niye böyle?" diye diye dolaşırken geri kalan 2.5 gün "Allah'ım sana şükürler olsun! " cümlesini sabah kalktıktan diğer sabah yatana kadar kaç kere tekrarladığımı bilmiyorum artık:)
Her an her şey olabilir hayatınız değişebilir, birileri ta taa diye çıkabilir ,sizin için uzun yoldan gelmiş olabilir ve bu sizi sevinçten ağlatabilir
Her zaman her şeyi kontrolün altında tutmaya çalışırken aylarca arkandan güzel işler çevrilebilir
Yeni insanlarla tanışılabilir ,onlar sevilebilir hatta "Hayatımda gördüğüm...." diye başlayan ama güzel biten cümleler kurulabilir
Öğrenci evinin tam anlamıyla ruhuna varılabilir
Sadece birkaç aydır tanıdığınız biri saatlerce yoldan geldikten sonra yanınıza gelip "iyi ki doğmuşsun,iyi ki hayatımdasın deyip hediyesini verip 5 dk bile oturamadan gitmek zorunda kalacak olmasına rağmen bunu yapabilir
Fırtına kopması bazen işinize bile yarabilir
Bir şarkı onlarca kez art arda dinlenebilir ve bundan hiç de sıkılınmayabilir
Herkes uyutup günün heyecanı başka birileriyle paylaşılabilir
Her şey yolunda olmasına rağmen zaten eksik olduğunu bildiğin bir şeyin eksikliği daha da hissedilebilir
ve mutlu doğum günü çoktan bitip artık yeni gün doğmuş olduğunda o kafa yastığa konulup birçok şey için "iyi ki" denebilir
görüşcez
Her an her şey olabilir hayatınız değişebilir, birileri ta taa diye çıkabilir ,sizin için uzun yoldan gelmiş olabilir ve bu sizi sevinçten ağlatabilir
Her zaman her şeyi kontrolün altında tutmaya çalışırken aylarca arkandan güzel işler çevrilebilir
Yeni insanlarla tanışılabilir ,onlar sevilebilir hatta "Hayatımda gördüğüm...." diye başlayan ama güzel biten cümleler kurulabilir
Öğrenci evinin tam anlamıyla ruhuna varılabilir
Sadece birkaç aydır tanıdığınız biri saatlerce yoldan geldikten sonra yanınıza gelip "iyi ki doğmuşsun,iyi ki hayatımdasın deyip hediyesini verip 5 dk bile oturamadan gitmek zorunda kalacak olmasına rağmen bunu yapabilir
Fırtına kopması bazen işinize bile yarabilir
Bir şarkı onlarca kez art arda dinlenebilir ve bundan hiç de sıkılınmayabilir
Herkes uyutup günün heyecanı başka birileriyle paylaşılabilir
Her şey yolunda olmasına rağmen zaten eksik olduğunu bildiğin bir şeyin eksikliği daha da hissedilebilir
ve mutlu doğum günü çoktan bitip artık yeni gün doğmuş olduğunda o kafa yastığa konulup birçok şey için "iyi ki" denebilir
görüşcez
16 Nisan 2012 Pazartesi
evim olsun,tam da böyle olsun:)
Şu aralar pc başındaki zamanımın büyük kısmını pinterestde geçiriyor olabilirim.Eğer siz de dekorasyon,moda ,fotoğraf, tatil,yemek gibi her çeşit derginin sadece resimlerine bakıyorsanız ,yazıları okumaya gayet de üşeniyorsanız buyrun pintereste :)
Dün gecenin sonunda dekorasyonla ilgili pinlediğim resimlere baktığımda kendime dair bişey farkettim:) Ben de karakter tutkusu var; evin heryerinde sayılar ,yazılar,harfler,semboller bişeyler bişeyler olsun istiyorum,hatta bi mesaj versin istiyorum:)
Şöyle ki;
Salonlardaki klasik orta sehpalardan farklı bişey olsun istiyor artık insan:)
Hatta İkea 'da klozet kapaklarının içi için "sifonu çek!, Pöfff!!" gibi yazılar var ,
onlar da gayet esprili bence:))
Hatta öyle bi duvar olsun ki,eve gelen de yazabilsin; beğenmezsem silerim ama:)
Dün gecenin sonunda dekorasyonla ilgili pinlediğim resimlere baktığımda kendime dair bişey farkettim:) Ben de karakter tutkusu var; evin heryerinde sayılar ,yazılar,harfler,semboller bişeyler bişeyler olsun istiyorum,hatta bi mesaj versin istiyorum:)
Şöyle ki;
Bu askı 4 farklı tahta metrenin birleştirilmesiyle oluşmuş,
hatta tumblr de diy projesi olarak geçiyor
Salonlardaki klasik orta sehpalardan farklı bişey olsun istiyor artık insan:)
Hatta İkea 'da klozet kapaklarının içi için "sifonu çek!, Pöfff!!" gibi yazılar var ,
onlar da gayet esprili bence:))
Hatta öyle bi duvar olsun ki,eve gelen de yazabilsin; beğenmezsem silerim ama:)
en hoşuma gidenlerden biri de bu paspas :))
Beğendiniz mi?
görüşcez
15 Nisan 2012 Pazar
Queen Fm
Pazar sabah keyfi eşliğinde Queen Fm haftasonu müziklerini gururla sunar:)
Klibinde Johnny Depp olmasaydı Paul McCartney- My Valentine şarkısı ilgimi çekermiydi ilk başlarda bilmiyorum ama dinledikçe daha çok sevdim bu şarkıyı:)
Bu arada 11 Mayıs da Dark Shadows filmiyle bir Tim Burton klasiği daha geliyor ve kadroda tabi ki Helena Bonham Carter da yer alıyor:)
Ben bu şarkıyı çok sevdiğimden hayli versiyonlarını dinledim siz orjinali
Nancy Sinatra dan mı dinlemeyi seversiniz bilemem ama ben Ania Dabrowska söylemine bayılıyorum:)
iyi haftalar
görüşcez
Klibinde Johnny Depp olmasaydı Paul McCartney- My Valentine şarkısı ilgimi çekermiydi ilk başlarda bilmiyorum ama dinledikçe daha çok sevdim bu şarkıyı:)
Bu arada 11 Mayıs da Dark Shadows filmiyle bir Tim Burton klasiği daha geliyor ve kadroda tabi ki Helena Bonham Carter da yer alıyor:)
Almanya daki arkadaşcığımın kamuya tavsiyesine dadandım iki gündür
Björk-Where is the line? dinliyorum
(Klibinden nekadar hoşlanmasam da )
Biraz da akustik olsun
The Civil wars- Dance me to the end of love
Nancy Sinatra dan mı dinlemeyi seversiniz bilemem ama ben Ania Dabrowska söylemine bayılıyorum:)
iyi haftalar
görüşcez
11 Nisan 2012 Çarşamba
Gri bahar havasını renklendirmek için:)
Baktım ki ne zamandır inspiration postu hazırlamıyorum , hazırlanıp dışarı çıkmadan hem bana hem size ilham olsun istedim ve başladım gri bahar havasını renklendirmeye:)
her ne kadar farklı iki desenli parçanın alt-üst kombininden hoşlanmasam da çok benzeri etekten bende de olması ve eteğimi çok sevmem hatırına bunu buraya eklemekten kendimi alamadım:)
yıllardır sıkı bi trenchcoat giyicisi olarak bu havalarda diyorum ki trenchcoat candır ,hayat kurtarır:)
tabi sıradan bi trenchcoatu da renklendirmek,farklılaştırmak bizim elimizde ; yakaya takılacak bi gül ve ya bi broş bunun için hayli uygun bence
bu sene de geçen seneden görmeye alışık olduğumuz,çoğumuzun dolabında olan harem pantolonlarımızın da zamanı geldi bence:)
ve tabi ki güzel bi gömlek
her ne kadar farklı iki desenli parçanın alt-üst kombininden hoşlanmasam da çok benzeri etekten bende de olması ve eteğimi çok sevmem hatırına bunu buraya eklemekten kendimi alamadım:)
beyaz işlemeli bi etek-hardal kombini
aslında 'güzel işlemeli bi etek ve kırmızı Vespa kombini ' kulağa daha da güzel gelmiyor mu?:))
ilhamımız bol olsun hadi hazırlanmaya:)
görüşcez
10 Nisan 2012 Salı
Herşeyi Gören Gözler
Tavsiye üzerine başlanan hatta iyi ki de başlanan ve bitirilen kitaplardan bi tanesi daha Fidan Terzioğlu'nun "Herşeyi Gören Gözler" i. İnce ve akıcı
Ben kitap seçerken benim için en önemli şey ;arka kapak yazısı ve daha önce birinden iyi ya da kötü hakkında bişeyler duymuşluğumdur.Bunun için belki okumak isteyen olur ,buyrun arka kapak,sanırım az çok okunuyor:):)
Geçen sefer "Aylak Adam" ı yazarken de ondan hoşuma giden yerleri yazmıştım,aynen devam:) Biraz ders çalışmak gibi oluyor bazen kitap okumak bu şekilde ama sonradan hoşuma gidiyor:)
* -Sürekli hayattan aşırı bir zevk alıyormuş gibi görünmek ,her koşulda,ne olursa olsun,hiç öyle hissetmesen de , her kameranın ve her gözün karşısında hazdan baygınlık geçirmenin yüz ifadesini takınmak,ne yorucu ve azap verici bir hayatta kalma biçimi,tahmin edemiyor musun?
-Bence bu kadın hayran olunmaktan son derece mutlu ve bi fotoğrafın çekilme anında hissettiği muhteşem duygular onun olduğu gibi yüzüne vurmuş.Belli ki hayran olunmayı çok arzulamış ve her karede görüldüğü şekilde istediğine kavuşmuş.
Peki siz Marilyn Monroe ya hangi gözle baktınız şu ana kadar?
* -Tam dört kere evlenip boşandım.
-Nasıl yaptın bunu?
-Herkes nasıl yapıyorsa öyle
-Evlenmek için zır deli olmak lazım
-Hiç de şart değil,muhteris olmak yeterli yani gözünü hırs bürümüş olması
Diyelim ki bir insana rastlıyorsun... Ne müthiş tesadüf ki,sana çok benziyor bu insan ama bir taraftanda hiç benzemiyor.İşte bir inanamamazlık duygusu,bir güzellik,ümit fırtınası...Derken ne oluyor?Şimdi ben bu insanı hayatıma sabit şekilde monte etsem ne güzel olur,benim eksiğimi tamamlasın,geçmişimde olmayan ne varsa onda bulayım,dünyalar bizim olsun gibi olmayacak bir hırs geliyor insana.İki taraf da aynı hırsa kapılmışsa imzalar atılıyor,montaja giriliyor.
-Zzzt ekran kararıyor!
* -Delirmeye ne hakkım ne de zamanım var şuanda!
-Haklısın,delirmek genelde zamanı ve hakkı olanların yaptığı birşeydir.
Böyle bir şey işte bence okuyun:)
görüşcez
vee yazın en sevileni:)
An itibariyle camdan baktığımda her nekadar yakın zamanda havuz/deniz sezonunu açabilceğim pek aşikar olmasada takvim denen bi gerçek var en nihayetinde:)
E malum markalar da ilkbahar-yaz koleksiyonlarını satışa çıkaralı çok olduğundan bu senenin bikinileri görüldü.Ben de dedim benim de artık bu konuyla ilgili post atma vaktim geldi ve oturdum blogumun başına:)
En önce gelsin artık güzel günler diyorum ve başlıyorum;
her ne kadar çoğumuzun tercih etmedğini düşünsem de mayolara değinmeden geçmeyeyim dedim
renklerinden midir modelinden midir bilemedim ama bu mayoyu sevdim:)
sizin tercihiniz hangisi?
görüşcez
E malum markalar da ilkbahar-yaz koleksiyonlarını satışa çıkaralı çok olduğundan bu senenin bikinileri görüldü.Ben de dedim benim de artık bu konuyla ilgili post atma vaktim geldi ve oturdum blogumun başına:)
En önce gelsin artık güzel günler diyorum ve başlıyorum;
beyaz-yüksek bel-üçgen bikini
ne dersiniz?:)
fırfırlarr,hem de iki parçada da
bence fazlasıyla şirinler:)
madem bu bahar modası herşeye çiçekli başladık
bikinilerimiz de kusur kalmasın ama:)
kırmızı - beyaz çizgili,bronz tene güzel de
altı da yeni doğmuş bebek külodu gibi lastikli olmayaymış daha iyimiş diye düşünmekteyim:)
siz ne dersiniz?:)
ve tabi ki kışın sıkça kullanılan leopar desen
bikinide fazla cesur gelmiştir bana hep
ama bu karede fikrimi değiştirip istisna yaratmaya karar verdim:)
pembenin bronz tendeki güzelliği ,tek askı ve yine fırfır
her ne kadar çoğumuzun tercih etmedğini düşünsem de mayolara değinmeden geçmeyeyim dedim
renklerinden midir modelinden midir bilemedim ama bu mayoyu sevdim:)
sizin tercihiniz hangisi?
görüşcez
9 Nisan 2012 Pazartesi
evet hanımlar ayakkabınızı nasıl alırsınız?
Belki bu "ayakkabı aşkına" etiketli postlarım sizi bıktırmış olabilir ama ben bulduğum ilginç tasarımları ve en moda modelleri paylaşmaktan büyük zevk alıyorum:)
Peki siz ayakkabınızı nasıl alırdınız?:)
sizinkiler de hep baş köşede mi dururlar?:)
Dolgu topuk modası benden kaçmaz,en azından yürümesi daha kolay. diye aklınızdan hiç geçirdiniz mi?:)
Peki siz ayakkabınızı nasıl alırdınız?:)
ahh bi işe başlayayım da tüm maaşımı ayakkabılara yatırıcam, diyenlerden misinz?:)
Yeni sezonun gözbebeği desenli,rengarenk Loafer model ayakkabılar ne kadar ilginizi çekti?
ne olduğu farketmez,yine de mesajı dayarım heryere mi diyorsunuz yoksa?:)
Ayakkabı da canlı renklerle aranız nasıl?
Ayakkabı aşktır!:)
görüşcez
8 Nisan 2012 Pazar
Paint it black
Uzun süredir siyah-beyaz tüm görsellere kafayı takmış durumdayım:) Afişler, resimler, videolar, filmler, şarkılar..
Her beğendiğimi de tabiki topluyorum:) Siyah beyaz yoğun bi arşivim şimdiden oluşmuş durumda anlayacağınız:) E paylaşmadan da duramam bilirsiniz:)
Haydi başlayalım;
Önce tabi ki bi şarkıyla
Bazen sadece bırakır ve izlersin,ne kadarına kalkışabilecek kadar güvenir sana , denersin.
Bi ruh hali..n.. tek bi film karesiyle anlatmıştır seni ademoğlu
Fransa'dan bi film..görünen gibi değildir,kim bilir?
Her beğendiğimi de tabiki topluyorum:) Siyah beyaz yoğun bi arşivim şimdiden oluşmuş durumda anlayacağınız:) E paylaşmadan da duramam bilirsiniz:)
Haydi başlayalım;
Önce tabi ki bi şarkıyla
The Rolling Stones-Paint it black
"İstanbul! Selam aşkım ben geldim " dersin daha tanımadan sevdiğin birinin sesiyle...Bazen sadece bırakır ve izlersin,ne kadarına kalkışabilecek kadar güvenir sana , denersin.
Kalabalık olmanın hiç önemi yoktur
Bi ruh hali..n.. tek bi film karesiyle anlatmıştır seni ademoğlu
sadece hayal edersin orda olduğunu,belki onlarca hemcinsinle aynı anda,bilmeden
moda dergilerinden fırladı; 60'lar 70'ler ? bugün?
bilmem,sadece unuttum
farkedersin ki iz bırakabilecek kadar güçlü değilsin üzerlerinde
kendi üzerinde iz bırakırsın
en güzel hissettiğin an,kendine en çok güvendiğin anmış
sonunu düşünmeden, en çok kimin yanında eğlenirsin?
Etrafta onca göz varken, gözetlenmemen zaten olanaksız
Keyif? sen nezaman istersen:)
kimilerine harvurupharmansavurabilecek kadar uzun, belki de anlamsız gelmiştir hayat
Bütün dünya,bu kadar sene geçtikten sonra bile,hala Marilyn Marilyn diye sayıklamaya devam ettikçe kadının ruhu şöyle huzur içinde kendini unutamıyorsa
Sonra bi şarkı daha çalar;
Amy Winehouse-Back to black
sen bilmezsen ne tehlike vardır ortada ne de yanlış
Görmemiş ol
Bi an kendimi Oğuz Haksever -O An gibi hissettim :)
görüşcez
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)