Resmen sabahtan beri karar veremedm bu gün Queenfm ne çalsa diye ,yok valla hiç bişey içime sinmedi:/ malum finaller haftası halet-i ruhiyem müziğe el vermedi ama ben ki ne haftası olursa olsun sosyal medyadan elimi eteğimi çekmicek bi insan olduğumdan ötürü beğendiğim içimde kalan,ahh ahh çektiğim şeyleri bi sergiliyeyim de bi rahatlayayım dedim :))
tamam abartıp onlarca şey paylaşmış olabilirim:))
27 Mayıs 2012 Pazar
20 Mayıs 2012 Pazar
a younger muse
Daha önce de yapmıştım minik moda canavarları hakkında bi post ama sağolsun canım arkadaşım tarafından olayın psikolojik-sosyolojik-travmatik sakıncalarından ötürü taşa tutulmamdan dolayı bu postu her nekadar korka korka yapsam da yine de yapmaktan kendimi alammadım :)
Bu hanım Monica Rose adında,binimum Kardashian kadınlarını ve daha birçok oyuncuyu giydiren hayli ünlü bi stilist imiş; küçük hanım da kızlarıymış efendim :)
Burdan bu çocukların bu şekilde giydirilip fotoğrafları çekilip sosyal medya kurbanı yapılarak yanlış yetiştirildiğini düşünen arkadaşlarıma sesleniyorum ;
Bu fotoğrafları gördükten sonra;
ayy biran önce bi çocuğum olsa
o çocuğumla güzel güzel oynasam
öpsem koklasam
giydirsem sevsem
çeksem sevsem
kendime arkadaş yapsam ayrı bi sevsem
...
diye asla içimden geçirmedim,sakın üstüme gelmeyin :))
tövbe haşa :))
görüşcez
19 Mayıs 2012 Cumartesi
Queenfm bu haftasonu MFÖ çalar :)
Haftabaşında gidilen MFÖ konseri etkisinden hala çıkılamamıştır;bu nedenledir ki Queenfmden sadece bu sesler gelir;
sadece mutlu bi hafta olsun
görüşcez
sadece mutlu bi hafta olsun
görüşcez
13 Mayıs 2012 Pazar
Kinyas ve Kayra part 2 :)
Hele şükür diyorum artık kendime, bi kitabı bukadar beğenmeme rağmen bu kadar süründürmeyi başarabildiğim için:) Daha yarısına geldiğimde dayanamamış beğendiğim yerleri postlamıştım zaten ,şimdi kalan yerler de sıra ,peki başka neler demiş Hakan Günday;
* Zihnim cehennemimdir.
* Güneş yavaş yavaş krallığına çekilmeye başlamıştı.Yarın savaşa kaldığı yerden devam edecekti.ve elbet bir gün dünyayı ışınlarıyla patlatacaktı.Her maddenin kaynama ve buharlaşma noktası olduğunu öğrenmiştik.Dünyanın da olmalıydı.Ve büyük buharlaşma günü gelene kadar güneş atmosferi ,gölgelikleri ,siyah gözlükleri,herşeyi parçalayıp delmek için uğraşacaktı.Hiçbir şey dost değil bu evrende.İnsanların anlamasının zamanı geldi.Güneşin sayesinde değil dünyadaki hayat.Güneşin dünyayı buharlaştırma arzusundan dolayı hayat var gezegende.
*İnsan uyandığını nasıl anlar?Her gözlerimi kapadığımda söz veririm kendime "Bu sefer tanık ol uyanışına!" diye.Uyanışımın aşamalarını bilmek isterim.Ama olmaz. O kadar uzaktır ki o iki dünya! Milyonlarca kilometre mesafe vardır gözlerin kapanmasından açılmasına.İnsanoğlunun ışık hızında gövdesini taşıma istedği boşuna. Boşuna ses hızında gider uçaklar.Çünkü hız zaten saklı doğamızda. Her sabah milyarlarca insan yaşıyor muazzam yolculuğu. Milyarlarca insan gözkapaklarının üzerinde milyonlarca kilometre taşıyor.Tek bir hareketle uyku dünyasından gerçek dünyaya geçiliyor. Bundan daha hızlı gerçekleştirilen bir yol alma şekli var mı?Işık hızını alay konusu edecek kadar çabuk açılan gözler gerçek dünyaya döndürüyor insanı.Ve kimse farkında değil,bedenin sabahki yorgunluğunun ,çok uzaklardan göz açıp kapayıncaya kadar gelmesinden kaynaklandığının.
*Üçüncü Dünya ülkelerinde insanlar arabalarını ,kamyonlarını boyarlar, üzerlerine resimler çizip yazılar yazarlar.Çünkü Üçüncü Dünya ülkesi bindiği makinayı icat etmemiştir.İcat etmediği için de yakın hissetmez kendini.Sahibi gibi görünmesi karakter kazanıp kişileştirilmesi gerekir arabanın.Kullandığı her ithal makineye isim takıp sadece kendine has şekil ve yazılarla damgalanması ,Üçüncü Dünya'nın asla yok olmayacağını gösterir.Birileri sahip olduğu aleti boyamaktan vazgeçene kadar da yok olmaz!..
Kadın suratını boyar. Çünkü suratı kendisine değil,güzelliğini takdir edecek olan erkeğe aittir. Kimse kendi yarattığı bir boku boyamaz!..
*İnsanlar... Taşirlar insanları.Kundaktayken,tabuttayken... Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan. bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için,taşırlar insanı...
* "Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun ,dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi"
*Birşey yaparsın , sadece sonucunda pişman olup olmayacağına karar verebilmek için.
*Madem ölmedik, yaşayalım ozaman. Ölümsüzüm ben , ölene kadar.
* Sen cehennemin üzerine kurulduğu arsanın hissedarı olacak kadar kötüsün.
*Ayıkken umutsuz olan birinin uyurken rahatlamayı beklemesi sadece gülünç.
görüşcez
* Zihnim cehennemimdir.
* Güneş yavaş yavaş krallığına çekilmeye başlamıştı.Yarın savaşa kaldığı yerden devam edecekti.ve elbet bir gün dünyayı ışınlarıyla patlatacaktı.Her maddenin kaynama ve buharlaşma noktası olduğunu öğrenmiştik.Dünyanın da olmalıydı.Ve büyük buharlaşma günü gelene kadar güneş atmosferi ,gölgelikleri ,siyah gözlükleri,herşeyi parçalayıp delmek için uğraşacaktı.Hiçbir şey dost değil bu evrende.İnsanların anlamasının zamanı geldi.Güneşin sayesinde değil dünyadaki hayat.Güneşin dünyayı buharlaştırma arzusundan dolayı hayat var gezegende.
*İnsan uyandığını nasıl anlar?Her gözlerimi kapadığımda söz veririm kendime "Bu sefer tanık ol uyanışına!" diye.Uyanışımın aşamalarını bilmek isterim.Ama olmaz. O kadar uzaktır ki o iki dünya! Milyonlarca kilometre mesafe vardır gözlerin kapanmasından açılmasına.İnsanoğlunun ışık hızında gövdesini taşıma istedği boşuna. Boşuna ses hızında gider uçaklar.Çünkü hız zaten saklı doğamızda. Her sabah milyarlarca insan yaşıyor muazzam yolculuğu. Milyarlarca insan gözkapaklarının üzerinde milyonlarca kilometre taşıyor.Tek bir hareketle uyku dünyasından gerçek dünyaya geçiliyor. Bundan daha hızlı gerçekleştirilen bir yol alma şekli var mı?Işık hızını alay konusu edecek kadar çabuk açılan gözler gerçek dünyaya döndürüyor insanı.Ve kimse farkında değil,bedenin sabahki yorgunluğunun ,çok uzaklardan göz açıp kapayıncaya kadar gelmesinden kaynaklandığının.
*Üçüncü Dünya ülkelerinde insanlar arabalarını ,kamyonlarını boyarlar, üzerlerine resimler çizip yazılar yazarlar.Çünkü Üçüncü Dünya ülkesi bindiği makinayı icat etmemiştir.İcat etmediği için de yakın hissetmez kendini.Sahibi gibi görünmesi karakter kazanıp kişileştirilmesi gerekir arabanın.Kullandığı her ithal makineye isim takıp sadece kendine has şekil ve yazılarla damgalanması ,Üçüncü Dünya'nın asla yok olmayacağını gösterir.Birileri sahip olduğu aleti boyamaktan vazgeçene kadar da yok olmaz!..
Kadın suratını boyar. Çünkü suratı kendisine değil,güzelliğini takdir edecek olan erkeğe aittir. Kimse kendi yarattığı bir boku boyamaz!..
*İnsanlar... Taşirlar insanları.Kundaktayken,tabuttayken... Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan. bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için,taşırlar insanı...
* "Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun ,dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi"
*Birşey yaparsın , sadece sonucunda pişman olup olmayacağına karar verebilmek için.
*Madem ölmedik, yaşayalım ozaman. Ölümsüzüm ben , ölene kadar.
* Sen cehennemin üzerine kurulduğu arsanın hissedarı olacak kadar kötüsün.
*Ayıkken umutsuz olan birinin uyurken rahatlamayı beklemesi sadece gülünç.
görüşcez
11 Mayıs 2012 Cuma
bu haftasonu Teoman şarkılarının
Queenfm dayanamadı, bu hafta erken yayınladı hafta sonu müziklerini:)
sadece teoman konuşuldu madem
sadece Teoman çalınsın...
bi de güzel bi hafta olsun :)
sadece teoman konuşuldu madem
sadece Teoman çalınsın...
bi de güzel bi hafta olsun :)
görüşcez
6 Mayıs 2012 Pazar
Queen fm yayında
Mutlu bi hafta için,geç gelen pazar müzikleri;
chinawoman - party girl
the pierces - kissing you goodbye
görüşcez
görüşcez
5 Mayıs 2012 Cumartesi
Huhu çekilin yoldan vahşi batıdan geliyorlar :)
Ne zamandır yazmak istediğim bi posttu bu hep erteledim,çok erteledim ama nedense illede bugün anlatmak istedim:)
ben bi dillek tuttum sayılamayacak kadar çok ay önce
kabul olacağı varmış,oldu
Sonra dedim ki kendikendime ;
hatta okadar inandım ki bu dediklerime unutmamak için vücuduma yazdırdım
"Life won't wait for you" diye
geçen sene bugün Ozzy Osbourne fısıldadı kulağıma iğne sesleriyle
en sevdiğim kahve gittiğim yerlerde de en sevdiğim olarak kalır belki de
yeni insanlarla tanışmak ,olabilince eğlenmek lazım
görüşcez
ben bi dillek tuttum sayılamayacak kadar çok ay önce
kabul olacağı varmış,oldu
Sonra dedim ki kendikendime ;
hatta okadar inandım ki bu dediklerime unutmamak için vücuduma yazdırdım
"Life won't wait for you" diye
geçen sene bugün Ozzy Osbourne fısıldadı kulağıma iğne sesleriyle
sonra farkettim ki tadını bilmediğim ne çok şey var dünyada
ve yediklerim hiç pişman etmeyecek beni :)
görülmeyen gidilmeyen ne de çok yer var halbuki
hem başka ülkelerin yağmurunda da ıslanmak gerek
hep seyahat halinde olunmalı
en fazla kaç yol ayrımı çıkabilir ki karşına?
bi " bucket list" var ortada yapılması gerekenlerle ilgili, uzunca bi liste
şimdiden başlamak lazım dedim ve ilk tickimi attım bile :)
hiii nasıl unuturum tabiki alışveriş :)))
herzamanki gibi herşeyin fotoğrafı çekilcek
bolbol post atılacak ,her zamankinden daha fazla hemde:)
uzun lafın kısası bu kız gider
nereye mi gider ?
Almanya'ya gider
nasıl mı gider?
Erasmus'la gider
ne zaman mı gider ?
seneye gider
:))
görüşcez
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Ada vapuru yandın çarklı :)
Sabahın kör saati adalar hevesiyle gözümü açmamla birlikte dilime dolanan "Ada vapuru yandan çarklı,bayraklar donanmış cafcaflı..." olarak devam eden nadide eserimiz daha sonra yerini "Arabaya sen bin faytona ben,anasını sen al kızını da ben " eserine yerini itinayla bıraktı:)
İlk defa Adalar' a giden ben herşeye bayıldım tabiki:)
faytonlar.. hele o evler...:)
yok ki benden rahatı , mutlusu adlı çalışmam bu da:)
Buralara kadar gelmişken çaput bağlamak olmaz dedim ve en çaputlu yere bağladım selpağımı:)
Hiç bi fırsatı kaçırmam ,her yerde dilek tutarım:) türbe,kilise,pasta mumu hiç farketmez:)
Bide öyle bi dilek falan değil o doğum günü pastalarımda wishlist olarak giriyorum artık olaya:)
ne manzara var ama!
veee dönüş yolu
vapur yine kalabalık tabi ki,yanımızda bir çift
yorgunuz ama mutluyuz ,Mimar Sinan'ı konuşuyoruz , güneş herzamanki gibi güzel batıyor
Birden bi sessizlik oldu, yandaki çiftin dişi teki vurgulu bi küfür etti o gün batımında sivrilen 3 gökdeleni yapana da yaptırana da
meğersem hepimiz aynı yere bakıyormuşuz
görüşcez
Malum 1 Mayıs resmi tatil,insanlar adalara akın etti bizim gibi, vapur da adalar da hınca hınç doluydu haliyle
faytonlar.. hele o evler...:)
yok ki benden rahatı , mutlusu adlı çalışmam bu da:)
Küçüklüğüme dair en net hatırladığım şeylerden biri annemin beni "çiroz kızım benim" diye sevmesidir,hep merak ederdim ne bu çiroz diye biraz büyüyünce öğrendim kurutulmuş balık olduğunu ve çok zayıf insanlar için kullanıldığını ama ta ki düne kadar neye benzetildiğimi hiç görmemiştim:)
Aya Yorgi'nin kan kurutan ,sırt ıslatan yokuşu:)
tüm günü ne bir bisiklete ne bi faytona binmeden, bütün gün sadece yürüyerek gezen bize şimdi dünü düşününce helal olsun diyorum:)
Buralara kadar gelmişken çaput bağlamak olmaz dedim ve en çaputlu yere bağladım selpağımı:)
Hiç bi fırsatı kaçırmam ,her yerde dilek tutarım:) türbe,kilise,pasta mumu hiç farketmez:)
Bide öyle bi dilek falan değil o doğum günü pastalarımda wishlist olarak giriyorum artık olaya:)
ne manzara var ama!
vapur yine kalabalık tabi ki,yanımızda bir çift
yorgunuz ama mutluyuz ,Mimar Sinan'ı konuşuyoruz , güneş herzamanki gibi güzel batıyor
Birden bi sessizlik oldu, yandaki çiftin dişi teki vurgulu bi küfür etti o gün batımında sivrilen 3 gökdeleni yapana da yaptırana da
meğersem hepimiz aynı yere bakıyormuşuz
görüşcez
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)