30 Ocak 2013 Çarşamba

it means creativity 2

yaratıcı görseller adına oluşan ikinci postum :)

                                        nasıl da şirin ve lezzetli gözüküyolar :)










                           hiç bi dantel örtü bu kadar güzel gelmemişti gözüme :)




                                                      görüşcez

29 Ocak 2013 Salı

bu çalışma odaları insanı ya müdür ya profesor yapar kanaatimce :)

Küçüklüğümden beri yeni bir silgi,bi kalem,bi not defteri bile beni çalışmaya teşvik etmiştir hep.
Bu çalışma odaları/ofisler beni nasıl gaza getirir düşünemiyorum. çok çalışmak lazım çookk:)
gelecekteki patroncuğum burdan sana sesleniyorum,eğer ofisin bu şekilde olmasını sağlayabilirsen,sana çok para kazandırabilirim şekerim :p ya da en iyisi ben homeoffice bi iş bulayım kendime:)










                                                                        görüşcez

28 Ocak 2013 Pazartesi

pazartesi gecesi queenfm çalıyor

 
"Adamın burnundan akan nefreti ipek mendillerle silmek kadının naifliğine yakışırdı.O ipek medilim boğazına dolanacağını adı gibi bildiği halde hem de.Bilip de susmamak ise başına gelebilecek en büyük felaket.Kadın bilir,kadın susar,kadın lanetlenir."
                                                            görüşcez

27 Ocak 2013 Pazar

"parizyen"

Bilen bilir görsele ve modaya merakım hayli çoktur:) Bi "parizyen" dir aldı gidiyor heryerde. hani bazı kelimeler vardır anlamlarını ne kadar bilseniz de kelimelere dökemezsiniz ,işte parizyen benim için onlardan biri,ama ben naptım cahil kalmadım oturdum araştırdım ve en yararlı eğitimin uygulamalı ve görerek olduğunu düşündüğümden derin çalışmalar yaptım:p

"Fransa'nın tasarım ve moda başkenti Paris'in kadınları, gösterişi sevmeyen, her zaman şık ve sade kadınlardır.
Dünyada en çok beğenilen ama bir o kadar da kıskanılan parizyen kadın, ilk önce güne kahvesiyle birlikte çikolatalı kruvasanıyla başlar. Hatta sık sık dışarıda yemek yer, peynirleri, etleri, jambonları ve özellikle şarabı hiç bir zaman eksik etmez hayatından, fakat sadece küçük porsiyonlar olması şartıyla tabii ki. Peki, nasıl oluyor da formlarını koruyabiliyorlar diye soruyorsanız kendinize, bunun sırrı aktif ve enerji dolu bir hayata sahip olmalarında saklı. Parizyen kadın sürekli meşguldür ve her zaman yoğun bir programı vardır. Gün içerisinde muhakkak arkadaşlarıyla yemeğe çıkar, müzeye gider, konsere gider, kafeye gidip kitap okur ve tabii ki alışveriş yapar. Parizyen kadın asla evinde oturmaz. Havanın güzel olduğu günlerde ise, şehir içinde asla otobüs ve metroyu kullanmaz, her zaman yürümeyi veya bisiklete binmeyi tercih eder.
Aslında parizyen kadınını parizyen yapan tarzı ile duruşudur. Arada soğuk, sert görünümlü ve ağırbaşlı olmasına bakmayın, o ciddiyettir aslında ona hava katan. Parizyen kadın güzel olmasa da kendine baktırmayı bilir, bunun temelinde ise kendine son derece güvenmesi yatar. Tarzına gelirsek, her güne özel kendine orijinal bir stil yaratmasını bilen parizyen kadın, vücüdunun hangi bölgesini ve hangi özelliğini öne çıkaracağını çok iyi bilir, buna göre de kendine özgü, asla bayağı olmayan bir stil yaratır. Fakat bunun ötesinde özgür bir kadındır. Canı istediğinde gece elbisesiyle Seine nehrinin kenarındaki çimlerin üstüne uzanacak kadar ve Sacré-Coeur'ün merdivenlerinde piknik yapacak kadar özgür, bir o kadar da cesaretlidir."













        
                                                                      görüşcez

sıfırın altında

22 yaşımı doldurmama bikaç ay kala , bi iki hafta öncesine kadar minimum acıya dayalı hayatımda , benim dışımda bi şekilde odadaki eşyalarımın bile yer değiştirmesiyle nevri dönen aidiyet duygumun sıfırın altına indiği tam da şu günlerde

blogun başına oturmaktaki en büyük teşviğim kahve-çikolatamla

önümde bana tamamen yabancı schengen vizesi başvuru formumla

coffeeplaylist de çalan ,ne dediğini hiç bizaman anlamak için dinlemediğim şarkılarla

bikaç saatliğine boş bir evde

normal şartlar altında ortalama olarak günde 3 sefer yemek yemek amacıyla oturduğum masa başında

allak bullak bi akılla..



                                                                   görüşcez

25 Ocak 2013 Cuma

it means creativity

Sanırım tüm dünya yaratıcılık üzerine kurulu ve moda da bu dünyanın göbeğine kurulu:) 
her gördüğümde bunlar insanların nasıl akıllarına gelmiş diyorum
 ve sizle de paylaşmak istiyorum:)












çantalarımı bir türlü hiç biyere sığdıramayan, yatak başına mı dolabın alt rafına mı istifliceğime karar veremeyen bana en yaratıcı çözüm olarak gelsin:)

                                                        görüşcez

21 Ocak 2013 Pazartesi

-siyahın masumiyeti-

hiç bi renk bi insana siyah kadar yakışmıyor .
içindeki asaleti de ortaya çıkarıyor asiliği de çoğu zaman .
matemleri de onla yaşıyoruz , partileri de .

seni bi beden küçük gösterebilecek kadar kurnaz
hatalarını örtebilecek kadar ketum aynı zamanda
ne yer ayrımı yapıyor ne zaman, üstelik bu hususta








                                                      görüşcez