29 Nisan 2012 Pazar

KİNYAS ve KAYRA

Neredeyse aylar oldu bu kitaba başlayalı, araya sınavlar girdi ,başka kitaplar girdi, gezmeler tozmalar girdi ve anca yarısına kadar gelinebildi kitabın. Malum ders çalışır gibi okurum kitapları yıllardır her beğendiğimi yazarım bi yerlere bunun içindir ki otobüste falan doğru dürüst okuyamam ya beğendiğim yeri bulamazsam bidaha diye.O kadar çoğaldıki yazmaya çalıştığım yerler bıraktım yazmayı fotoğraflarını çekiyorum artık sayfaların.Biliyorum kitap biterse bu kadar hevesli olamam beğendiğim yerleri buraya yazmaya ,okadar çok satırı buraya kopyalamaya.Bu yüzden başladım şimdiden post atmaya.
Kitap Hakan Günday'ın . Okuduğum ikinci kitabı.Sanırım sadist ya da belki biraz mazoşist ,tamam biraz fantazi dünyası biraz hayali biraz rüyası

Gel kızım sadede geeeell geeeel gel

Bu sefer şöyle demiş Hakan Günday;
 
* "Seni anlıyorum" demek büyük yalandır.Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada...Var olan en sağlam zırh insan vücududur.İçindekileri en iyi saklayan kasa odur.Koridorlarında birikenlerin bile kokusunu yaymaz dışarıya.Deliliğinin kokusunu,anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın,otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır.Beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni,sevgilini,çocuğunu.

*Önce bilgiyle sonra düşünmeyle gelen,insanın kendini üstün görmesi,diğer bütün yaratıkları ilk bakışta yargılaması belli bir yaşa kadar devam eder.Sonra bir gün farkedilir hiç bir canlının anlaşılabilecek kadar basit olmadığı.İçine kapanık bir çocuğun sınıf arkadaşlarını pompalı tüfekle katlettiğini okursun gazetede.Orta yaşlardaki başarılı mühendisin bir çocuk gibi evinden,ailesinden kaçtığına tanık olursun.Yargılar isabetsiz hale gelir.Çözdüğünü ya da uyanışından yatağına dönüşüne kadar bir gün boyunca neler yaptığını tahmin ettiğini sandığın insanları aslında ne kadar az tanıdığını farkedersin.Ve yıllarca sadece kendini çift hatta daha fazla sayıda hayat sahibi gördüğünden,şaşırırsın bir benzerini başkalarının da yapabilmesine.

*İnsan,insan olmaya geliyor dünyaya.Kesinlikle bir tercihi yok.Hiç bir şeyi seçmeden de gömülüyor toprağa.Yerin iki metre altındayken de binbir böceğe lunapark oluyor daha önce binbir dudağın öptüğü bedeni...

*" Sus!" diyorum.Lütfen. Şu an  dünya üzerinde konuşanları düşün.En az altı milyar insanın yarısı konuşuyor.Birşeyler anlatıyor.Ne büyük bir ses! Ne büyük bir gürültü! Dinle! Çin' de üçüncü çocuğunu aldırmak için doktora yalvaran kadını, Macaristan'da dilenen adamı, Kanada'da karşısındaki adama kur yapan erkeği.Duy bunların hepsini. O milyarlarca insanın hep birlikte konuşarak yarattıkları o korkunç gürültüyü dinle!

* Amerika ve şişko Amerikalılar.Meksikalılar,onların birkaç yüz km yukarıda yaşadıkları hayatı biliyorlardı,kendi açlıklarının sorumlularını.Amerika'nın en büyük hatası olmuştur hep Meksika gibi bir ülkeyle sınır paylaşması.En büyük hatasıdır aç bıraktığı adamın kendi vitrininin önünde gezmesine izin vermesi.Ve bir an meselesidr adamın yerden bir taş alıp,o vitrini yerle bir edip,içeri dalıp ilk gördüğü sarışına saldırması...O gün de gelecek.Ancak şimdilik bekliyorlar.Birbirlerine mallar satıyorlar.Harvard öğrencilerini kokain bağımlısı yapıyorlar. Los Angeles' da İspanyolca okullar açtırıyorlar...Ama yakındır Güney Amerika'nın Kuzey'i yutma günü.Çünkü fazla sinirliler.Ve hiç bir gizli servisin gücü yetmez bunları sakinleştirmeye.Ne uyuşturucu ,ne alkol! Hiçbiri işe yaramaz.Zaten bunların içine doğduklarından önemsemezler... ABD'nin sonu beklendiği gibi Japonya' dan Avrupa'dan ya da silahlanan ve deliren kendi halkından gelmeyecek İşte şu an meyve sandıkları taşıyan,diğer Üçüncü Dünya ülkeleri  halklarının aksine nefreti öğrenmiş esmer adamlardan gelecek.

                                                       görüşcez

Queen fm

hafta güzel, hafta mutlu,hafta umutlu



bugünlük sadece bukadar 
görüşcez

22 Nisan 2012 Pazar

Queen Fm pazar klasiği


Kararsız ve belirsiz bi pazar güzel bi haftaya vesile olsun.





görüşcez



20 Nisan 2012 Cuma

mutlu doğum haftası

        Bu hafta öyle bir haftaydı ki ilk 2.5 günü "Allah'ım ama niye böyle?" diye diye dolaşırken geri kalan 2.5 gün "Allah'ım sana şükürler olsun! " cümlesini sabah kalktıktan diğer sabah yatana kadar kaç kere tekrarladığımı bilmiyorum artık:)
       Her an her şey olabilir hayatınız değişebilir, birileri ta taa diye çıkabilir ,sizin için uzun yoldan gelmiş olabilir ve bu sizi sevinçten ağlatabilir
       Her zaman her şeyi kontrolün altında tutmaya çalışırken aylarca arkandan güzel işler çevrilebilir
       Yeni insanlarla tanışılabilir ,onlar sevilebilir hatta "Hayatımda gördüğüm...." diye başlayan ama güzel biten cümleler kurulabilir
       Öğrenci evinin tam anlamıyla ruhuna varılabilir
        Sadece birkaç aydır tanıdığınız biri saatlerce yoldan geldikten sonra yanınıza gelip "iyi ki doğmuşsun,iyi ki hayatımdasın deyip hediyesini verip 5 dk bile oturamadan gitmek zorunda kalacak olmasına rağmen bunu yapabilir
        Fırtına kopması bazen işinize bile yarabilir
        Bir şarkı onlarca kez art arda dinlenebilir ve bundan hiç de sıkılınmayabilir

       Herkes uyutup günün heyecanı başka birileriyle paylaşılabilir
       Her şey yolunda olmasına rağmen zaten eksik olduğunu bildiğin bir şeyin eksikliği daha da hissedilebilir
       ve mutlu doğum günü çoktan bitip artık yeni gün doğmuş olduğunda o kafa yastığa konulup birçok şey için "iyi ki" denebilir

                                                                  görüşcez
 
     
     

16 Nisan 2012 Pazartesi

evim olsun,tam da böyle olsun:)

   Şu aralar pc başındaki zamanımın büyük kısmını pinterestde geçiriyor olabilirim.Eğer siz de dekorasyon,moda ,fotoğraf, tatil,yemek gibi her çeşit derginin sadece resimlerine bakıyorsanız ,yazıları okumaya gayet de üşeniyorsanız  buyrun pintereste :)

Dün gecenin sonunda dekorasyonla ilgili pinlediğim resimlere baktığımda kendime dair bişey farkettim:) Ben de karakter tutkusu var; evin heryerinde sayılar ,yazılar,harfler,semboller bişeyler bişeyler olsun istiyorum,hatta bi mesaj versin istiyorum:)
Şöyle ki;

Bu askı 4 farklı tahta metrenin birleştirilmesiyle oluşmuş,
hatta tumblr de diy projesi olarak geçiyor

                      Salonlardaki klasik orta sehpalardan farklı bişey olsun istiyor artık insan:)





                Hatta İkea 'da klozet kapaklarının içi için "sifonu çek!, Pöfff!!" gibi yazılar var ,
onlar da gayet esprili bence:))
 Hatta öyle bi duvar olsun ki,eve gelen de yazabilsin; beğenmezsem silerim ama:)
en hoşuma gidenlerden biri de bu paspas :))


Beğendiniz mi?
görüşcez

15 Nisan 2012 Pazar

Queen Fm

Pazar sabah keyfi eşliğinde Queen Fm haftasonu müziklerini gururla sunar:)

Klibinde Johnny Depp olmasaydı Paul McCartney- My Valentine şarkısı ilgimi çekermiydi ilk başlarda bilmiyorum ama dinledikçe daha çok sevdim bu şarkıyı:)
Bu arada 11 Mayıs da Dark Shadows filmiyle bir Tim Burton klasiği daha geliyor ve kadroda tabi ki Helena Bonham Carter da yer alıyor:)


Almanya daki arkadaşcığımın kamuya tavsiyesine dadandım iki gündür
Björk-Where is the line?  dinliyorum
(Klibinden nekadar hoşlanmasam da )

Biraz da  akustik olsun
The Civil wars- Dance me to the end of love


             Ben bu şarkıyı çok sevdiğimden hayli versiyonlarını dinledim siz orjinali
Nancy Sinatra dan mı dinlemeyi seversiniz bilemem ama ben Ania Dabrowska söylemine bayılıyorum:)

                                                iyi haftalar
                                                   görüşcez

11 Nisan 2012 Çarşamba

Gri bahar havasını renklendirmek için:)

  Baktım ki ne zamandır inspiration postu hazırlamıyorum , hazırlanıp dışarı çıkmadan hem bana hem size ilham olsun istedim ve başladım gri bahar havasını renklendirmeye:)

yıllardır sıkı bi trenchcoat  giyicisi olarak bu havalarda diyorum ki trenchcoat candır ,hayat kurtarır:)
tabi sıradan bi trenchcoatu da renklendirmek,farklılaştırmak bizim elimizde ; yakaya takılacak bi gül ve ya  bi broş bunun için hayli uygun bence


bu sene de geçen seneden görmeye alışık olduğumuz,çoğumuzun dolabında olan harem  pantolonlarımızın da zamanı geldi bence:)


ve tabi ki güzel bi gömlek


her ne kadar farklı iki desenli parçanın alt-üst kombininden hoşlanmasam da çok benzeri etekten bende de olması ve eteğimi çok sevmem hatırına bunu buraya eklemekten kendimi alamadım:)

beyaz işlemeli bi etek-hardal kombini
aslında 'güzel işlemeli bi etek ve kırmızı Vespa kombini ' kulağa daha da güzel gelmiyor mu?:))
ilhamımız bol olsun hadi hazırlanmaya:)

görüşcez

10 Nisan 2012 Salı

Herşeyi Gören Gözler

    
  Tavsiye üzerine başlanan hatta iyi ki de başlanan ve bitirilen kitaplardan bi tanesi daha Fidan Terzioğlu'nun  "Herşeyi Gören Gözler" i. İnce ve akıcı

Ben kitap seçerken benim için en önemli şey ;arka kapak yazısı ve daha önce birinden iyi ya da kötü hakkında bişeyler duymuşluğumdur.Bunun için belki okumak isteyen olur ,buyrun arka kapak,sanırım az çok okunuyor:):)

Geçen sefer "Aylak Adam" ı yazarken de ondan hoşuma giden yerleri yazmıştım,aynen devam:) Biraz ders çalışmak gibi oluyor bazen kitap okumak bu şekilde ama sonradan hoşuma gidiyor:)

*   -Sürekli hayattan aşırı bir zevk alıyormuş gibi görünmek ,her koşulda,ne olursa olsun,hiç öyle hissetmesen de , her kameranın ve her gözün karşısında hazdan baygınlık geçirmenin yüz ifadesini takınmak,ne yorucu ve azap verici bir hayatta kalma biçimi,tahmin edemiyor musun?
-Bence bu kadın hayran olunmaktan son derece mutlu ve bi fotoğrafın çekilme anında hissettiği muhteşem duygular onun olduğu gibi yüzüne vurmuş.Belli ki hayran olunmayı çok arzulamış ve her karede görüldüğü şekilde istediğine kavuşmuş.

Peki siz Marilyn Monroe ya hangi gözle baktınız şu ana kadar?

*   -Tam dört kere evlenip boşandım.
-Nasıl yaptın bunu?
-Herkes nasıl yapıyorsa öyle
-Evlenmek için zır deli olmak lazım
-Hiç de şart değil,muhteris olmak yeterli yani gözünü hırs bürümüş olması
Diyelim ki bir insana rastlıyorsun... Ne müthiş tesadüf ki,sana çok benziyor bu insan ama bir taraftanda hiç benzemiyor.İşte bir inanamamazlık duygusu,bir güzellik,ümit fırtınası...Derken ne oluyor?Şimdi ben bu insanı hayatıma sabit şekilde monte etsem ne güzel olur,benim eksiğimi tamamlasın,geçmişimde olmayan ne varsa onda bulayım,dünyalar bizim olsun gibi olmayacak bir hırs geliyor insana.İki taraf da aynı hırsa kapılmışsa imzalar atılıyor,montaja giriliyor.
-Zzzt ekran kararıyor!

*  -Delirmeye ne hakkım ne de zamanım var şuanda!
-Haklısın,delirmek genelde zamanı ve hakkı olanların yaptığı birşeydir.

Böyle bir şey işte bence okuyun:)
görüşcez

vee yazın en sevileni:)

      An itibariyle camdan baktığımda her nekadar yakın zamanda havuz/deniz sezonunu açabilceğim pek aşikar olmasada takvim denen bi gerçek var en nihayetinde:)
E malum markalar da ilkbahar-yaz koleksiyonlarını satışa çıkaralı çok olduğundan bu senenin bikinileri görüldü.Ben de dedim benim de artık bu konuyla ilgili post atma vaktim geldi ve oturdum blogumun başına:)

En önce gelsin artık güzel günler diyorum ve başlıyorum;




beyaz-yüksek bel-üçgen bikini
ne dersiniz?:)
 
fırfırlarr,hem de iki parçada da
bence fazlasıyla şirinler:)

 madem bu bahar modası herşeye çiçekli başladık
bikinilerimiz de kusur kalmasın ama:)
kırmızı - beyaz çizgili,bronz  tene güzel de
altı da yeni doğmuş bebek külodu gibi lastikli olmayaymış daha iyimiş diye düşünmekteyim:)
siz ne dersiniz?:)
ve tabi ki kışın sıkça kullanılan leopar desen
bikinide fazla cesur gelmiştir bana hep
ama bu karede fikrimi değiştirip istisna yaratmaya karar verdim:)

pembenin bronz tendeki güzelliği ,tek askı ve yine fırfır


     her ne kadar çoğumuzun tercih etmedğini düşünsem de mayolara değinmeden geçmeyeyim dedim
               renklerinden midir modelinden midir bilemedim ama bu mayoyu sevdim:)

     sizin tercihiniz hangisi?
                                                                    görüşcez

9 Nisan 2012 Pazartesi

evet hanımlar ayakkabınızı nasıl alırsınız?

Belki bu "ayakkabı aşkına" etiketli postlarım sizi bıktırmış olabilir ama ben bulduğum ilginç tasarımları ve en moda modelleri paylaşmaktan büyük zevk alıyorum:)

Peki siz ayakkabınızı nasıl alırdınız?:)


                                          sizinkiler de hep baş köşede mi dururlar?:)

ahh bi işe başlayayım da tüm maaşımı ayakkabılara yatırıcam, diyenlerden misinz?:)


Yeni sezonun gözbebeği desenli,rengarenk Loafer model ayakkabılar ne kadar ilginizi çekti?





ne olduğu farketmez,yine de mesajı dayarım heryere mi diyorsunuz yoksa?:)

Ayakkabı da canlı renklerle aranız nasıl?


 Dolgu topuk modası benden kaçmaz,en azından yürümesi daha kolay. diye aklınızdan hiç geçirdiniz mi?:)



                                                                Ayakkabı aşktır!:)
              
                                                                      görüşcez
               

8 Nisan 2012 Pazar

Paint it black

   Uzun süredir siyah-beyaz tüm görsellere kafayı takmış durumdayım:) Afişler, resimler, videolar, filmler, şarkılar..
Her beğendiğimi de tabiki topluyorum:) Siyah beyaz yoğun bi arşivim şimdiden oluşmuş durumda anlayacağınız:) E paylaşmadan da duramam bilirsiniz:)
Haydi başlayalım;
Önce tabi ki bi şarkıyla

The Rolling Stones-Paint it black
         "İstanbul! Selam aşkım ben geldim " dersin daha tanımadan sevdiğin birinin sesiyle...
 Bazen sadece bırakır ve izlersin,ne kadarına kalkışabilecek kadar güvenir sana , denersin.
Kalabalık olmanın hiç önemi yoktur

                                  Bi ruh hali..n.. tek bi film karesiyle anlatmıştır seni  ademoğlu

                                          Fransa'dan bi film..görünen gibi değildir,kim bilir?

sadece hayal edersin orda olduğunu,belki onlarca hemcinsinle aynı anda,bilmeden

                                                moda dergilerinden fırladı; 60'lar 70'ler ? bugün?
                                                               bilmem,sadece unuttum


farkedersin ki iz bırakabilecek kadar güçlü değilsin üzerlerinde
kendi üzerinde iz bırakırsın


en güzel hissettiğin an,kendine en çok güvendiğin anmış

sonunu düşünmeden, en çok kimin yanında eğlenirsin?

Etrafta onca göz varken, gözetlenmemen zaten olanaksız 

Keyif? sen nezaman istersen:)

kimilerine harvurupharmansavurabilecek kadar uzun, belki de anlamsız gelmiştir hayat
Bütün dünya,bu kadar sene geçtikten sonra bile,hala Marilyn Marilyn diye sayıklamaya devam ettikçe kadının ruhu şöyle huzur içinde kendini unutamıyorsa 
Sonra bi şarkı daha çalar;
Amy Winehouse-Back to black

sen bilmezsen  ne tehlike vardır ortada ne de yanlış
Görmemiş ol

Bi an kendimi Oğuz Haksever -O An gibi hissettim :)
görüşcez