21 Aralık 2014 Pazar

LIGHTS

Öyle bir şehir düşünün ki karanlık olmak için kendine hiç şans tanımayan, hep ışıl ışıl kalmak için sürekli bahaneler üreten. Bu sefer ki bahanesi de yılbaşıymış paşamın ;) Ben ne kadar yılbaşı moduna girmeyi hala erteliyor olsam da etraf pek bir şen pek bir şakrak. Ama ben hiç ilgilenmiyorum,"iş" başa düştüyse çalışırım diyorum :) 

Şu sıra Taksim/Asmalı Mescit' teki Balkon'dayız. 
" Bu şehir bir harika dostum!" dedirten cinsten. Tam da işlerin yoğunluğuna, hayatın koşturmasına kendini kaptırıp arkadaşlarını artık doğru dürüst göremeyenlerin,görüşebildikleri zamanlarda da son ses müzikte bütün gece ayakta durmak istemeyenlerin mekanı. Daha yavaş ama güzel müzikleriyle, çatı katı olmanın getirdiği daha geniş "balkon"la, fiyatların makul olmasıyla,üstüne bir de  manzaranın bir şahane olmasıyla benim gözümde sevilesi cinsten :)
(Dip not: garsonlar siparişin ne olduğunu tam olarak öğrenip servis yaparlarsa, her şey daha da güzel olacak)

Yeni keşifler tahmin edersiniz ki bu hafta yine Karaköy'den ;)
Karşınızda apaydınlık, rengarenk, yüksek tavanlı,lezzetlimi lezzetli,kulağıma gelen duyumlara göre eski meslektaşımın taze açtığı PİM !



Güneşin her fırsatta kandırık yaptığı şu soğuk kış günlerinde mideme giriş yapmasından en haz aldığım şey çorba ;) Pim'in sütlü domatesi de hiç fena değildi hani, yolunuz düşerse ısınmaya birebir derim. 

Hemen yanında PİM patiseri de var. Aranızda giden deneyen varsa önerileri alayım.
 "Last name , hungry; first name, always! " modumda gezdiğim şu gençlik dönemlerimde yolum Karaköy'e hiç de tok karnına düşmüyor zira :)


   
Bu muhit hayli kalabalık bir muhit, hele de hafta sonları. Oralardaysanız "Muhitin İnsanları" na bir selam verin geçerken, aralarına katılın bir de poz verin hatta :)

    MUHİT/Karaköy


 Sokakta gördüğünüz sportif ya da romantik iki tekerlekliler size de iç geçirtmiyor mu?
İstanbul'da yaşayıp da iş ve ev arasındaki ulaşımı bisikletle sağlamanın kaç yüz yıl daha hayalini kuracağız acaba.

Hala Karaköy'deyiz, biraz önceki kafelerin sadece bir sokak paralelinde BEY'in önündeyiz. Nil Ertürk'ün aile işi Bey. İnsana erkek olsam buradan alışveriş yapardım dedirten cinsten. (Beylere benden söylemesi ;) )

Sokak çocukluğuma ara verip en sonunda evime de gidebildim bu hafta. Şefkat ihtiyacımı karşıladım,  hiç susmamacasına anlattım, çokça sarıldım mesela :)

Uzuuun zaman göremesen de kaldığın yerden devam edebildiğin arkadaşlık yapmışlar bizim için :) Eksiğiz ama en kısa zamanda tamamlanmak için çalışmalarımız tam gaz devam ediyor.


Ortamlarda kahvenin su gibi aktığı günler yaşıyoruz. Dozajda artış, kaynağıyla sık sık buluşma, yakın ilişkiler, son yudumla birlikte suratta oluşan o acıklı ifade :)


Benim anlatacaklarım şimdilik bu kadar :)

Yılbaşında benim için de eğlenin :((