8 Nisan 2016 Cuma

Yeni Başlangıçlara!



Öyle söylenecek çok da şey yok aslında. Eskiden yazardım buralarda bir yerlerde sonra bir şeyler oldu ve kaosun biri hayatımı içine çekti, blogum da anlatma isteğim de yok oldu gitti (Aslında gitmemiş, sadece ilişkimize bir süre ara vermişiz:))
Ne oldu da buralara geri döndün bunca zaman sonra derseniz radikal kararlar aldım kendimce derim. Artık mutlu olmadığım hiç bir yerde bulunmama kararı aldım en önce. Bu da sırasıyla iş değişikliğini sonra kısmi bir şehir değişikliğini getirdi. İş yerimle tüm ilişiğim kesildiğinde yani o bol korumalı bilgisayarım, giriş kartım, sodexo kartım,kimliğim, dolabım elimden alındığında karşılığında özgürlüğüm geri verilmiş gibi hissettim. Ne kadar da acı aslında üç ay öncesine kadar en azından bir sene daha buradayım kim bilir belki daha da devam ederim derken sadece üç ay sonra bu kelimelerin kolayca çıkabilmesi. Yapabilecek bir şey yok, hacimsel, fiziksel, biyolojik hatta en önemlisi psikolojik hafiflemeyi her zerrende hissetmek harika bir duygu. Gidişler iyidir, sana ne kadar önemli olduğunu, ne kadar sevildiğini hissettirir. Hatta şaşırtır, hiç tahmin etmediğin insanlar üzerinde etki bırakmış olduğuna şaşırtır ve hayal kırıklığı yaşatır, aslında zaten gitmek 'gerekenmiş' dedirtir.

Bunun arkasından gelen aslında en keyiflisi. Kafanda her şey oturmuş. Artık sadece senin şerefine, mutluluğa, güzel günlere kalkan kadehler var. Hatta hızını alamayıp ilk işsiz gününde sabah erkenden kendini İzmir uçağında bilmem kaç bin fit yükseklikte bulmak, indiğinde çocukluğunla hatta terapinle kucaklaşmak var.Kapsül gibi sıkıştırılmış ama kendini gerçekten özel ve tazelenmiş hissettiğin hızlı, planlı ama bir o kadar boş ve dingin bir hafta yaşamak var.Sana iyi gelene senin de iyi geldiğini hissetmek var. Her bir mimiğin samimi olduğunu bilmek var.

Kurumsal hayata tekrar bodoslama girmeye hazır mıyım, hayır değilim. Ama artık keyif almak için daha çok isteğim var, tatile gitmek, gezmek, kulaklığı takıp tek başına yürümek için daha çok zamanım var. Annemle kahve içip hayallerimi, son dedikoduları anlatmak için ya da babamla maça gitmek için artık daha çok fırsatım var. Artık gitmek istediğim ülkeler arasın da bir de Japonya var.Minnoş kedimiz 'Küf' ü kaybettik ama artık kendini köpek sanan, bir silgiyle aşk yaşayabilen ve ayağa kalktığında benim yarı boyuma ulaşabilen bilye gözlü kızım 'Balım' var.

Kısaca böyle işte, bir çok şey yeniyken ben de yeniden yazmaya başlamak istedim. Tekrar olan biteni anlatmak istedim.