9 Nisan 2016 Cumartesi

Daha 25 yaşındayken 30 yaş sendromuna giren, üniversite 2.sınıftan beri 'hayatın bizi beklemediği' konusunda direten, kedi-köpek hastası, bir kedi velisi, konuşmayı seven, başkaları tarafından duvarları olduğu söylenen, kahve bağımlısı, biraz sabırsız ama her şeyin bir zamanı olduğuna inanan, dövme seven, denize kıyısı olan, to do list seven, yeni insanlar değil çoğu zaman eski insanlarla yeni yerler keşfetmeyi seven öylesine biriyim işte.

Kafamda sürekli bir şeyler var, bazen tilkiler. Ama çoğunlukla geyik muhabbeti yaparlar, hayal kurarlar, dünya için küçük olan şeylere takılırlar.Bu geyik 'kafamda'ki geyik. Bence sıradan hayat da böyle. Bir geyik muhabbeti üzerine dönüyor sürekli. Dünyayı değiştirecek bir  buluş yapmadıysa, bir devri kapatıp diğerinin açılmasına vesile olmadıysa, adını kötü bile olsa tarihe bir şekilde yazdırmadıysa gerçekleşen her fiiliyat bir geyik muhabbetinden ibaret. Türkiye sınırları içerisinde gerçekleştiyse 'Şehir' geyiği altında, 36-42/ 26-45 kuzey- doğu- paralel- meridyen karmaşası içerisinde gerçekleşmediyse 'dünya' geyiği altında bahsi geçer burada.