Geçen yazın resimlerine özlemle bakıp iç geçirdiğimiz günler bitti sanırım en sonunda.Ne kadar dengesiz de olsa yaz geldi diyebiliriz herhalde artık.Tatil planlarına, yol müziklerini playlistlere eklemeye, kışın masa başında can sıkıntısından yiyerek aldıklarımızı verme çabalarına, uçak biletleri bakmaya, otel rezervasyonlarına, bir yaza maddi-manevi- işten ne kadar izin alınabileceğine bağlı olarak kaç tatil sığabilir ki hesaplarına başlayabiliriz yani artık çok şükür :) Bu tabi ki şanslı olan kısımın derdi! Ben yıllık iznimi almadan işimi değiştirdiğimden ötürü bu yaz bana tatil falan yok ne yazık ki :( Hafta içinden arta kalanlarla, fazla mesaiden hak ettiklerimle yetinmek durumundayım ne yazık ki :)
Eğer siz de benim gibi mecburen 'yazı bi geçirelim de sonrasına bakarız' diyenlerdenseniz Pegasus 2016-2017 kış sezonunu indirimli olarak açmış bile, bilginize! :) #flypgs' nin 'çok gezenler kulübü' ne bakıp her önerisini dikkate alıp gitmiştim ben geçen sene İspanya'ya. Döndüğümde yoğunlaşan işler yüzünden fırsat bulamadığım, fırsat bulduğumda da heves bulamadığım için telefonun dip köşe bir yerlerinde kalanlarla bir post yazayım artık dedim bahaneyle ve kendime aldığım notları da iliştirdim bir yerlere:)
1)Eğer İngilizce'nin bolca konuşulduğu bir ülkeye gidiyorsan ve kısmen güvenli olduğunu düşünüyorsan turla gitme! Tur rehberinin peşinden gitmektense elinde haritayla hiç bilmediğin sokaklarda kaybolmak tatildeki en keyifli şey!
2)Gittiğin yerlerin mutfaklarını kesinlikle dene ama mutlu olmayı çok da bekleme! (Çoğu kişinin aksine ben Paella'dan hiç hoşlanmayanlardanım. Hatta bütün tatil boyunca burnumda gitmedi kokusu :( Başka bir hüsranı da sangriayla yaşadım. En güzel sangria kendi yaptığın sangria! :) Yazın tekrar yapma fırsatım olursa ve istediğim tadı yakalarsam bu sefer burada da paylaşacağım :) )
3)Gördüğün her binanın-müzenin içini de gezicem diye heba etme kendini daha sokaklarını görmediğin şehirlerde!
4) Sokak sanatçılarının önünde dur ve dua et! belki bir gün senin ülkende de bu kadar güzel insanlar olur :)
5) Gördüğün her çiçekli eve aşık aşık bakmayı bırak! Sen kedinin ağzından kurtardığın kaktüsünü fazla sudan çürüten, hediye gelen canım orkidene bakamayacağını bildiğinden annene götüren, pazardan kökleriyle alıp salataya koyarım diye reyhan eken bir insansın! :D
6) Bir iş yapıyorsan en önemli kısmının pazarlama olduğunu asla unutma!
7)Eğer fazla turistik bir yapıyı gezme niyetindeysen (Sagrada Familia) asla biletleri alma işini kapıya/ son dakikaya bırakma! 21. yy da olduğunu ve internetin gücünü asla hafife alma! :)
8)Zamanlamayı ayarlayamayıp mahalleleri/ lokal yerleri asla es geçme! Esas malzeme, şehrin esas kültürü o sokaklarda.
9)Eğer gittiğin ülkenin denize kıyısı varsa yanına mayonu almayı asla unutma! Denize girmek için mutlaka vakit yaratabilirsin.
10) Lokal pazarları gezmeyi alışveriş merkezlerine asla tercih etme!
11) Milletin buzdolabına süs ya da anahtarlık gibi şeyleri saçma sapan fiyatlara hediye maiyetinde alacağım diye kendini 'made in china' dükkanlarında kaybetme! O hediyeleri verdiğin insanlar için o ülkeye gitmeden o buz dolabı süsü aslında hiç bir şey ifade etmiyor.
12) Ve o tatil nasıl geçerse geçsin orada olduğun için teşekkür etmeyi asla unutma!
Eğer siz de benim gibi mecburen 'yazı bi geçirelim de sonrasına bakarız' diyenlerdenseniz Pegasus 2016-2017 kış sezonunu indirimli olarak açmış bile, bilginize! :) #flypgs' nin 'çok gezenler kulübü' ne bakıp her önerisini dikkate alıp gitmiştim ben geçen sene İspanya'ya. Döndüğümde yoğunlaşan işler yüzünden fırsat bulamadığım, fırsat bulduğumda da heves bulamadığım için telefonun dip köşe bir yerlerinde kalanlarla bir post yazayım artık dedim bahaneyle ve kendime aldığım notları da iliştirdim bir yerlere:)
1)Eğer İngilizce'nin bolca konuşulduğu bir ülkeye gidiyorsan ve kısmen güvenli olduğunu düşünüyorsan turla gitme! Tur rehberinin peşinden gitmektense elinde haritayla hiç bilmediğin sokaklarda kaybolmak tatildeki en keyifli şey!
2)Gittiğin yerlerin mutfaklarını kesinlikle dene ama mutlu olmayı çok da bekleme! (Çoğu kişinin aksine ben Paella'dan hiç hoşlanmayanlardanım. Hatta bütün tatil boyunca burnumda gitmedi kokusu :( Başka bir hüsranı da sangriayla yaşadım. En güzel sangria kendi yaptığın sangria! :) Yazın tekrar yapma fırsatım olursa ve istediğim tadı yakalarsam bu sefer burada da paylaşacağım :) )
3)Gördüğün her binanın-müzenin içini de gezicem diye heba etme kendini daha sokaklarını görmediğin şehirlerde!
4) Sokak sanatçılarının önünde dur ve dua et! belki bir gün senin ülkende de bu kadar güzel insanlar olur :)
5) Gördüğün her çiçekli eve aşık aşık bakmayı bırak! Sen kedinin ağzından kurtardığın kaktüsünü fazla sudan çürüten, hediye gelen canım orkidene bakamayacağını bildiğinden annene götüren, pazardan kökleriyle alıp salataya koyarım diye reyhan eken bir insansın! :D
6) Bir iş yapıyorsan en önemli kısmının pazarlama olduğunu asla unutma!
7)Eğer fazla turistik bir yapıyı gezme niyetindeysen (Sagrada Familia) asla biletleri alma işini kapıya/ son dakikaya bırakma! 21. yy da olduğunu ve internetin gücünü asla hafife alma! :)
8)Zamanlamayı ayarlayamayıp mahalleleri/ lokal yerleri asla es geçme! Esas malzeme, şehrin esas kültürü o sokaklarda.
9)Eğer gittiğin ülkenin denize kıyısı varsa yanına mayonu almayı asla unutma! Denize girmek için mutlaka vakit yaratabilirsin.
10) Lokal pazarları gezmeyi alışveriş merkezlerine asla tercih etme!11) Milletin buzdolabına süs ya da anahtarlık gibi şeyleri saçma sapan fiyatlara hediye maiyetinde alacağım diye kendini 'made in china' dükkanlarında kaybetme! O hediyeleri verdiğin insanlar için o ülkeye gitmeden o buz dolabı süsü aslında hiç bir şey ifade etmiyor.12) Ve o tatil nasıl geçerse geçsin orada olduğun için teşekkür etmeyi asla unutma!
