2 Ekim 2016 Pazar

YOGA - NEFESS


Her şeyin başına yani bir kaç ay öncesine dönmeden önce bu sabahla giriş yapsam konuya. Bir pazar sabahının en büyük challenge ı, alarm çaldığında akşamdan karar verdiğin o şeyi yapıp yapmayacağına kısacık bir anda karar vermedir bence. Ya alarmı susturur geri yatarsın ya da hızlıca giyinip kendini yollara atarsın. Normalde 5 buçukta kalkmama rağmen bu sabah 9 da kazıdım ben kendimi yataktan, iyi ki de öyle yapmışım. Nefess'e kadar gelmişim.
(İtalya'ya gitmeden önce iki akşamdır İtalyan pizzacılarına vurdum kendimi ve bunun bir bedeli olmak zorundaydı😀 )

Ben yaklaşık 5 ay önce iş değiştirmem nedeniyle IK nın dayattığı çeşitli sağlık raporları sayesinde/nedeniyle tanıştım skolyozla. Evet neyseki başlangıç, evet beyaz yaka hastalığı, evet bilgisayar çağının sonuçları, evet kambur oturmanın neticeleri... Ee napalım kabul edelim de 'başlangıç' bi dahaki iş değiştirdiğimde aldığım raporlarda 'ileri düzey' mi olsun? Hayatında yaptığı tek spor yılda bir kaç gün attığı kulaçtan itibaren olan ben, artık hareket etmek zorundayım. Terlemek istemiyorum, zaten yoruluyorum haftaiçi de spor yapıp daha da yorulmak istemiyorum, evime de yakın bir yer var diye hafif cahil biraz cühela başladım ben İzmit'te yogaya. Ommira'da Zeynep Hoca'yla Hat ha'ya başladık haftanın iki günü. Mental olarak yoğunlaşamasam da gerçekten omurgamın esnediğini, rahatladığını, gün içinde kendimi dik durmaya zorladığımı fark ettim. Ama mesailerin uzaması bir gün gidip 2 gün gidememem ve haftanın başka günlerinde derslerin olmaması hevesimi de disiplinimi de kaçırınca başka bir şeyler bulmam gerekti. Çıkış noktam 'sınırsız' olmasıydı ve bu sefer Moda'da Nefess Yoga'yla tanıştık. Tanıştık diyorum çünkü bu sefer kardeşimi de sürükledim peşimden.
'Sınırsız' gerçekten sınırsız çünkü haftanın her günü sabahtan akşam 20.30 a kadar sürekli ders var. Ders programına buradan ulaşabilirsiniz. Üstelik ne sadece bir hocayla ne sadece tek çeşit yoga tarzıyla sınırlı kalabiliyorsunuz. Biraz önce Nefess'te beşinci dersimden çıktım ve şu zamana kadar üç
farklı tarzı denedim beş farklı hocayla. Hat ha, Yin yoga ve Budokon. Hepsinin hissettirdikleri ve çalıştırdıkları yerler o kadar farklı ki. Ben Yin'ciyim; çünkü neden ben normalde de yatıcıyım😀 Pozlarda daha uzun kalmak kasları değil bağ dokuları çalıştırmak, omurgayı esnetmek, uzamakmış beni rahatlatan.
Mesela bugün hayatımda hamileliğin en çok yakıştığı kadınla tanıştım sanırım, Deniz hoca. O kocaman karnıyla mat üzerinde bağdaş kurduğunda, yumuşacık sesiyle burnumdan alıp ağzımdan uzunca ve sesli bir şekilde verdiğim nefesin tüm yorgunluğumu alacağını, içimin ılınacağını gerçekten hissettirdi. Öyle de oldu. Pazar günü alarmla kalkmama, bütün hafta Narcos' un yeni bölümü eşliğinde uzun uzadıya kahvaltı etme hayaliyle geçirmeme rağmen, bir muzla rıhtımdan Moda'ya yürümeye değdi.
Mutlu Bebek pozu, aşağı bakan köpek, çocuk pozu... Vücudu gerçekten rahatlatmak aslında ne kadar da biz büyümeden önceki, her şey doğaya daha yakın olduğumuzdaki, vücut daha gerginleşmeden, sinir - stres ve kötü enerji dolmadan önceki haliyle mümkün.
Daha çok yeni, biliyorum bir gün belki de seneye bugün zihinsel olarak da yoğunlaşabileceğim. Mesela Allah'ım Moda'da yaşasam ne kadar harika olmaz mı? ya da bu Balım' ı azıcık rejime mi soksak?  ya da akşama ne yemek yapsak? Ya da ayy dün babaannemin doğum günüydü, çıkınca aramayı unutmamam lazım düşüncelerinden bir gün arınırım belki😀

Şimdi neredeyim peki? Moda sahiline paralel ara sokaklardan birinde onlarca farklı çay çeşidinin olduğu, kendine uygun çayı tohumları koklayarak keşfettiğin Çaydanlık' tayım. Ve postu bitirir bitirmez tekrar Kadıköy'ü adımlayıp eve aç kızımı doyurmaya gitmem gerek😀

Herkese yeni bir şeyler deneyebileceği, iyi pazarlar😊
Sonuçta 'life wont wait for you' 😊