13 Mayıs 2012 Pazar

Kinyas ve Kayra part 2 :)

Hele şükür diyorum artık kendime, bi kitabı bukadar beğenmeme rağmen bu kadar süründürmeyi başarabildiğim için:) Daha yarısına geldiğimde dayanamamış beğendiğim yerleri postlamıştım zaten ,şimdi kalan yerler de sıra ,peki başka neler demiş Hakan Günday;

* Zihnim cehennemimdir.
* Güneş yavaş yavaş krallığına çekilmeye başlamıştı.Yarın savaşa kaldığı yerden devam edecekti.ve elbet bir gün dünyayı ışınlarıyla patlatacaktı.Her maddenin kaynama ve buharlaşma noktası olduğunu öğrenmiştik.Dünyanın da olmalıydı.Ve büyük buharlaşma günü gelene kadar güneş atmosferi ,gölgelikleri ,siyah gözlükleri,herşeyi parçalayıp delmek için uğraşacaktı.Hiçbir şey dost değil bu evrende.İnsanların anlamasının zamanı geldi.Güneşin sayesinde değil dünyadaki hayat.Güneşin dünyayı buharlaştırma arzusundan dolayı hayat var gezegende.

*İnsan uyandığını nasıl anlar?Her gözlerimi kapadığımda söz veririm kendime "Bu sefer tanık ol uyanışına!" diye.Uyanışımın aşamalarını bilmek isterim.Ama olmaz. O kadar uzaktır ki o iki dünya! Milyonlarca kilometre mesafe vardır gözlerin kapanmasından açılmasına.İnsanoğlunun ışık hızında gövdesini taşıma istedği boşuna. Boşuna ses hızında gider uçaklar.Çünkü hız zaten saklı doğamızda. Her sabah milyarlarca insan yaşıyor muazzam yolculuğu. Milyarlarca insan gözkapaklarının üzerinde milyonlarca kilometre taşıyor.Tek bir hareketle uyku dünyasından gerçek dünyaya geçiliyor. Bundan daha hızlı gerçekleştirilen bir yol alma şekli var mı?Işık hızını alay konusu edecek kadar çabuk açılan gözler gerçek dünyaya döndürüyor insanı.Ve kimse farkında değil,bedenin sabahki yorgunluğunun ,çok uzaklardan göz açıp kapayıncaya kadar gelmesinden kaynaklandığının.

*Üçüncü Dünya ülkelerinde insanlar arabalarını ,kamyonlarını boyarlar, üzerlerine resimler çizip yazılar yazarlar.Çünkü Üçüncü Dünya ülkesi bindiği makinayı icat etmemiştir.İcat etmediği için de yakın hissetmez kendini.Sahibi gibi görünmesi karakter kazanıp kişileştirilmesi gerekir arabanın.Kullandığı her ithal makineye isim takıp sadece kendine has şekil ve yazılarla damgalanması ,Üçüncü Dünya'nın asla yok olmayacağını gösterir.Birileri sahip olduğu aleti boyamaktan vazgeçene kadar da yok olmaz!..
 Kadın suratını boyar. Çünkü suratı kendisine değil,güzelliğini takdir edecek olan erkeğe aittir. Kimse kendi yarattığı bir boku boyamaz!..

*İnsanlar... Taşirlar insanları.Kundaktayken,tabuttayken... Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan. bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için,taşırlar insanı...

* "Mutsuzluğuna hiçbir  çare aramıyorsun ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun ,dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi"

*Birşey yaparsın , sadece sonucunda pişman olup olmayacağına karar verebilmek için.
*Madem ölmedik, yaşayalım ozaman. Ölümsüzüm ben , ölene kadar.

* Sen cehennemin üzerine kurulduğu arsanın hissedarı olacak kadar kötüsün.

*Ayıkken umutsuz olan birinin uyurken rahatlamayı beklemesi sadece gülünç.
                                                       görüşcez